MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı ile Montessori Eğitim Yöntemi’nin Kıyaslanması

indirokuloncesi_egitimprogrami_Sayfa_01

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ PROGRAMININ TANITIMI

Bu program, okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların zengin öğrenme deneyimleri aracılığıyla sağlıklı büyümelerini; motor, sosyal ve duygusal, dil ve bilişsel gelişim alanlarında gelişimlerinin en üst düzeye ulaşmasını, öz bakım becerilerini kazanmalarını ve ilkokula hazır bulunmalarını sağlamak amacı ile geliştirilmiştir. Program, çocukların  düzeylerine ve özelliklerine dayanan ve bu anlamda, bütün gelişim alanlarının geliştirilmesini esas alan “gelişimsel” bir programdır. Yaklaşım olarak “sarmal”  özellik gösteren bu program, model olarak “eklektik”tir.

Programın Temel Özelliklerinin Montessori Eğitim Yöntemi ile Kıyaslanması:

Çocuk Merkezlidir:

  2013 MEB Okul Öncesi Eğitim Programı’na baktığımız zaman program özellikleri arasında bize sunulan ilk öge, programın çocuk merkezli olmasıdır. Çocuk merkezli oluşundan kastımız yapılan yapılandırılmış, yarı yapılandırılmış ve yapılandırılmamış tüm etkinliklerde çocuğun aktif öğretmenin ise pasif olmasıdır. Öğretmenin, öğrenme sürecinde çocukların plan yapmalarına, uygulamalarına, düzenlemelerine, sorgulamalarına, araştırmalarına, tartışmalarına ve üretmelerine mümkün olduğu kadar direk müdahale etmeden, onlara gerekli düzenlenmiş çevreyi sunarak onları gözlemlemesi gerekmektedir. Buna paralel olarak çocuğun etkinliklere aktif katılması, eğitim ortamlarında yapacağı etkinlikleri ve oynayacağı materyalleri seçmesi için özgürlük tanınması gerekir.

Bu özellikleri Montessori Eğitim Yöntemi ile kıyasladığımız zaman programımızın uyuştuğunu söyleyebiliriz. Çünkü Montessori Eğitim Yöntemi’nde ki eğitimci mümkün olduğu kadar pasif rolde olmalıdır. Eğitimci pasif rolde oldukça çocuklar kendi ilgi, istek, ihtiyaç ve gelişim özelliklerine göre düzenlenmiş çevrede gerekli materyallere odaklanarak çalışacaktır. Eğitimci gerekirse sadece yardım edecektir. Bu yardım direk müdahale etmek şeklinde değil de çocuğu gözlemleyerek onun hakkında bilgi edinme süreci sonrasında ihtiyaçlarını belirlemekle olacaktır.

Montessori Eğitim Yöntemi’nde öğretmen bilgiyi direk veren değil de gerekli yöntem ve tekniklerle çocuğun ulaşmasını sağlayan ve bu süreçte ona rehberlik eden konumundadır. Bu yüzden bu yöntemde öğretmen pasif konumundadır. 2013 MEB MEB Okul Öncesi Eğitim Programı’na baktığımız zaman bu özelliğin “Çocuk Merkezlidir” adı altında verildiğini görüyoruz. Bu açıdan değerlendirirsek program Montessori Eğitim Yöntemi’ne bu konuda uyum sağlayarak paralellik göstermiştir.

Esnektir:

2013 MEB Okul Öncesi Eğitim Programı’na baktığımız zaman “Program; çocuğun, fiziksel çevrenin ve ailenin değişen özelliklerine göre uyarlanmaya ve bireyselleştirilmeye uygundur. Öğretmenin, ortaya çıkabilecek günlük ve anlık değişimlere göre eğitim sürecinde gerekli düzenlemeler yapabilmesine fırsat vermektedir.” İbaresi yer almaktır. Bu ibareyi açıklamak gerekirse eğitim programının öğretmenin gözlemleri sonucunda belirlediği ilgi ve ihtiyaçlarına uygun bir şekilde bireysel farklılıkları göz önüne alarak hazırlanması gerektiğini vurgular. Aslında bu özellik programın çocuk merkezli olmasıyla çok alakalıdır. Öğretmen eğitim planını kendisi hazırladığı için kazanım göstergeleri, ele alacağı kavramları kendisi belirler ve buna uygun bir plan gerçekleştirir. Bunları da belirlerken ölçüt her zaman çocuk olmalıdır. Çocukların ilgisi gün içerisinde plan dışı birşeye gidebilir. Öğretmende planın esnek olma özelliğinden  faydalanarak değerlendirmesini buna göre yapabilir.

Montessori Eğitim Yöntemi’ni bu konuda ele aldığımız zaman 2013 MEB Okul Öncesi Eğitim Programı bu özelliğiyle de Montessori Eğitim Yöntemi’ne paralellik göstermektedir. Montessori Eğitim Yöntemi’nde de öğretmen çocuklara uygun bir düzenlenmiş çevre sunar ve onları çalışırken gözlemler. Didaktik bir eğitimden çok esnek ve çocuk merkezli bir eğitimi savunur. Gün içerisinde çocuklara göre önceden hazırlanmış bir planı yapısından farklı olarak ayrı ayrı ya da bütünleştirilmiş olarak sunabilir. Ki Montessori Eğitim Yöntemi’nde kavramlar genel olarak sadece o kavrama özgü hazırlanmış materyallerle verilirken 2013 MEB Okul Öncesi Eğitim Programı’nda  çeşitli etkinlikler, ortamlarla, materyallerle verilerek öğrenme süreçlerini zenginleştirici özelliğe sahiptir.

Sarmaldır:

2013 MEB Okul Öncesi Eğitim Programı’na baktığımız zaman sarmal oluşuyla ilgili bir ifadeye rastlıyoruz. Bu özellik “Bir program kazanım ve göstergelerin süreç boyunca, ihtiyaç duyulduğu durumlarda farklı etkinlikler aracılığıyla tekrar tekrar ele alınmasını gerektirir. Böyle yapıldığında kazanımların gerçekleşmesi, pekiştirilmesi ve kalıcılığının sağlanması mümkün olur.” şeklinde tanımlanmıştır. Burda da çocukların öğrenmesi için kazanım göstergelerin gerekirse farklı yöntem ve tekniklerle, çocuklarda öğrenme gerçekleşene kadar tekrar edilebileceğini vurgular. Bu özellik de aslında Montessori Eğitim Yöntemi ile uyuşmaktadır. Çünkü Montessori Eğitim modelinde çocuklar kendi öğrenmelerini materyaller yoluyla sağlarken onlara sınırsız tekrar hakkı verilmiştir. Bu sınırsız tekrar hakkının sebebi çocukların kendi çalışmaları konusunda iyice öğrenene dek, sürekli pekiştirerek tatmin olduğunu hissetme ihtiyacının olmasıdır. Ki aynı zamanda okul öncesi dönemdeki çocukların hızlı gelişim ve değişim içinde olmaları ve öğrenmenin birikimli bir süreç gerektirmesi nedeniyle programda bu yaklaşım temel alınmıştır.

Eklektiktir:

  Bu çalışmayla aslında biz 2013 MEB Okul Öncesi Eğitim Programını sadece İtalya temelli Montessori Eğitim Yöntemi ile kıyaslamaktayız. Fakat Dünya üzerinde Montessori Eğitim Yöntemi dışında çeşitli ülkelerde gelişmiş farklı yaklaşım ve modellerin geliştiğini görmekteyiz. Bunlara örnek olarak; Waldorf Yaklaşımı ve Steiner Pedagojisi, Açık Eğitim, Reggio Emilia Yaklaşımı, High-Scope Yaklaşımı, Proje Yaklaşımı, Head Start Programı ve Bank Street Yaklaşımı verilebilir. Gelişimiş bir çok ülkeyi eğitim sistemleri açısından incelediğimiz zaman okul öncesi eğitimi programlarında, farklı yaklaşım ve modelleri temel alarak oluşturulduğu görülmektedir. 2013 MEB Okul Öncesi Eğitim Programı’nda geçen  eklektik özelliği de bireyin eğitim sürecinde ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla farklı öğrenme kuram ve modellerindeki uygulamalardan yararlanılarak bir sentez oluşumundan gelmektedir. Bu yüzden buradada diğer yaklaşımların olduğu kadar Montessori Eğitim Yöntemi’nin izlerine rastlamamız mümkün olacaktır.

Dengelidir:

Montessori Eğitim Yöntemi’nin temel felsefesini incelediğimiz zaman, çocuklar yaptıkları çalışmalara kendileri karar veriyorlar. Yoruldukları zaman dinlendirici çalışmalara yönelirken yeterince dinlenmiş ve enerjik hissettikleri zamanda hareketli çalışmaları tercih ediyorlar. Bu maddeyi de değerlendirdiğimiz zaman bire bir uyuşuyor diyemeyiz ama yine de 2013 MEB Okul Öncesi Eğitim Programı’nda çocukları gözlemleyen öğretemen onlara uygun bir sıralamayla dinlendirici ve hareketli etkinlikleri sırayla akmaktadır. Program çocukların gelişimini çok yönlü desteklemeyi hedeflediği için bütün gelişim alanlarıyla ilgili kazanım ve göstergelerin eğitim planlarında dengeli bir şekilde ele alınması gerekmektedir. Aynı şekilde; pasif ve hareketli etkinlikler, etkinlik çeşitleri, çalışma şekilleri, etkinliğin uygulandığı yerler  ve etkinliklere ayrılan sürenin dengeli bir şekilde ayarlanması önemlidir.

Oyun Temellidir:

Oyunun bir okul öncesi dönemdeki çocuğun yaşamındaki öneminin büyüklüğü tartışılmazdır. Çocuk oyun aracılığıyla öğrenir, kendini ve içinde yaşadığı dünyayı oyunla tanır ve kendini en iyi oyun sırasında ifade eder, düşünme becerilerini oyun içinde kazanır. Çocuğun yaşamı da dili de oyundur; günlük yaşamda her bireye belli sorumluluklar çeşitli işler düştüğü gibi çocuğa da düşen iş oyundur. Bu yüzden programda kazanım ve göstergeler ele alınırken oyunun bir yöntem ve/veya etkinlik olarak kullanılması özellikle önerilmektedir. Okuma-yazmaya hazırlık çalışmalarından sanat çalışmalarına, fen-matematik/bilim çalışmalarında dil çaşlışmalarına kadar hepsi oyun temelli yapılabilinecek etkinliklerdir. ‘013 MEB Okul Öncesi Eğitim Programı’nın oyun temelli oluşu da Montessori Eğitim Yöntemi’ne uymaktadır. Çünkü Montessori Eğitim Yöntemi’nde de yapılan her çalışma çocuk için bir iştir ve oyun temellidir. Hatta bu o kadar ciddiye alınıp önemsenir ki gerçek materyaller kullanılır. Çocuğun temel işi olan oyunu yaşaması için tüm imkanlar sunulur.

Keşfederek Öğrenme Önceliklidir:

Montessori Eğitim Yöntemi’nde çocuklar bir materyalle çalışırken veya herhangi bir etkinlik yaparken öğretmen rehber konumundadır. Öğretmenin rehber yani pasif konumda olması da çocuğa kendi öğrenmesini gerçekleştirmesi için sunulan bir fırsattır. Çocuk bu süreçte istediği kadar(tatmin olana kadar) tekrar eder, deneme-yanılma süreçleri geçirir ve sonunda edindiği bilgiyi/kavramı vb. Kendi keşifleri sonucunda edinmiş olur. 2013 MEB Okul Öncesi Eğitim Programı çocuğun çevresinde olanları fark etmesini, merak ettiği konulara ilişkin sorular sormasını, araştırmasını, öğrenme keşfetmesini ve oynayarak öğrenmesini teşvik eder.  Böylece ezbere dayalı öğrenme yerine çocuklarda anlamlı bir öğrenme gerçekleşmiş olur. Bu özellik de Montessori Eğitim Yöntemi’yle uyum sağlamaktadır.

Yaratıcılığın Geliştirilmesi Ön Plandadır:

Program bu maddede “Çocukların öğrenme gereksinimleri ve öğrenme stillerine uygun ortamlarda kendilerini farklı yollarla ve özgün bir biçimde ifade etmeleri için gerekli olan fırsatlar yaratılmalıdır. Bu amaçla öğrenme sürecinde farklı materyaller, farklı yöntem ve tekniklerle çocukların bireysel farklılıkları desteklenmelidir.” Diyerek söze başlar. Bu madde de Montessori Eğitim Yöntemi ile uyuşmaktadır. Çünkü en başından beri Montessori de çocukların kendilerini daha iyi anlatmaları, özgün bir biçimde ifade etmeleri için gerekli özel tasarlanmış bir çevre ve materyallerden bahsedilmektedir.

Günlük Yaşam Deneyimlerinin ve Yakın Çevre Olanaklarının Eğitim Amaçlı Kullanılmasını Teşvik Eder:

Bu madde özellikle Montessori Eğitim Yöntemi’ne uymaktadır. Çünkü Montessori’nin temel felsefesinden bir tanesi çocuklara gerçek yaşamı sunmak adına sunulan gerçek materyallerdir. Montessori sınıfında çocuk ütü de yapar, tahtada sebze doğrayarak kendi salatasını da hazırlar, düğme de diker ve bunun gibi gerçek yaşamla birebir bir çok çalışmalar yapar. Bunların hepsi zaten eğitim amaçlı yapılmaktadır. Yeni gelen programda da günlük yaşam deneyimlerinden yararlanılması eğitim sürecini hem zenginleştirmesine hem de kolaylık sağlanmasına büyük bir olanak tanınmıştır.

Temalar/Konular Amaç Değil Araçtır:

Yapılan son çalışmalarla oluşturulan 2013 programında okul öncesi eğitiminde, kazanım ve göstergelerin kazandırılmasında konu veya tema merkezli eğitim söz konusu değildir ancak eğitim süreci planlanırken çeşitli konulardan yararlanılabilir. Esas amaç o konunun çocuğa benimsetilmesi veya öğretilmesi değil, konuyu araç olarak kullanarak kazanım ve göstergelerin edinilmesini sağlamaktır. Bu özelliğiyle de program alternatif yaklaşımlarla paralellik göstermiştir.

Öğrenme Merkezleri Önemlidir:

Montessori Eğitim Yöntemi’nde çevre düzenlemesine büyük önem verilmektedir. Bu felsefeye göre çocuğa sunulan iyi bir çevre eğitimin niteliğini de artırmakta ve çocuğun kendi belirlediği ve istediği şekilde özgürce çalışmasını sağlamaktadır. Programda öğrenme merkezleri çocukların bireysel gereksinimlerini karşılamak amacıyla farklı ayırma materyalleri ile bölünmüş, küçük gruplar hâlinde etkileşimde bulunacakları ve dikkatlerini yoğunlaştırarak oynayabilecekleri öğrenme alanlar oluşturulmuştur. Çocuklar özgürce deneyimlerde bulunup rahat hareket edebildikleri ortamlarda daha iyi gelişir, becerilerini sergileyebilirler.

 

GENEL YORUM:

  Maria Montessori çocukların; özgür seçimden, hatalarını kendilerinin denetiminden, hareket etmekten, sessizlikten, sosyal ilişkilerini kendileri tarafından kurulmasından, çevrenin düzenli ve temiz olmasından, özgür faaliyete dayalı bir disiplinden, kitapsız okuma ve yazmadan, alıştırmaların tekrarından hoşlandıklarını gözlemlemiş ve eğitim sistemini çocuktan yola çıkarak kurmuştur. Montessori eğitimi temelde kişiliğin oluşumu üzerinde durmuştur. Ona göre yetişkinlerin görevi çocuğun içindeki yeteneği ve gizil gücü uyandırmak ve onları gelişim sürecinde desteklemek olmalıdır. Montessori Eğitim Yöntemi genel olarak çocuğun bireysel becerilerine ve ilgi alanlarına, bireysel öğrenme hızına ve karakter özelliklerine uygun çocuk merkezli bir pedagojidir.

Türkiye’de uygulanan eğitim programları da 2002’den 2013’e kıyasla öğretmen merkezliden öğrenci/çocuk merkezli olma süreci geçirmiştir. Her ne kadar uygulamalarda öğretmenden öğretmene fark olsa da son güncellenenen haliyle 2013 MEB Okul Öncesi Eğitim Programı önceki programlara göre daha çocuk merkezlidir. Öğretmeni didaktik bir üsluptan alıp daha çok çocuklara rehberlik eden ve gözlemci konumuna getirmiştir. Her ne kadar tam bir Montessori programı uygulanmasa da bir çok özelliği ile bu yaklaşımla örtüşmektedir. Farklarına bakıldığı zaman;

  • Çocuklar öğretmen tarafından değil kendi gelişim ihtiyaçları tarafından motive edilirler.
  • Çocuk deneyimlerini mutlaka kendisi yaparak kazanır.
  • Çocuk materyallerin özellikleri sonucu duyularını hassaslaştırır ve öğrenir.
  • Çocuğun çalışmasında ona seçme özgürlüğü sağlamak önemlidir.
  • Gerçek hayatla ilişkiler kurulur. Çevre çocuğun yaşadığı kültürel çevreye uygun hazırlanır
  • Çocuklar eğlenmenin zevkiyle ve araştırma isteğiyle çalışırlar. Çocuklar doğal liderlerdir ve yeni görev almaktan memnundurlar. Onların ilgileri işin sonunda çıkan üründen ziyade işin kendisidir.
  • Bireysel öğrenme, çevre içerisinde gerçekleşir. Her bir çocuk farklı bir adımda büyür, bu onun gelişimini destekler.
  • Montessori eğitimi çocuklara doğal bir sorumluluk hissi verir.
  • Büyüklerle küçüklerin birarada bulunması çocuklarda toplumsal bilinci ve kendine güveni geliştirir.
  • Çocuklar öğretmenlerinin uyarıları yerine, kendi hatalarını kendileri düzeltirler.
  • Montessori sınıfında özel hazırlanmış Montessori Materyalleri bulunmaktadır.
  • Montessori sınıflarında okul öncesi öğretmeni değil de 2 yıl özel eğitimini almış Montessori Eğitmenleri bulunmaktadır.
  • Sınıflar ve çevre düzenlemesi özel olarak hazırlanmıştır.

MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı ile Montessori Eğitim Yöntemi’nin Kıyaslanması” için bir yanıt

Yorum bırakın